Neredeyse Sıradan Bir Aile mini dizisi Netflix’in İsveç polisiye yapımlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Dizi, dışarıdan oldukça sıradan görünen bir ailenin başlarına gelen felaketle nasıl baş ettiklerini anlatıyor.
Adam ve Ulrika Sandell, kızları Stella ile gösterişli bir banliyöde görünüşte mükemmel bir hayat yaşıyor. Adam bir papaz, Ulrika ise bir savunma avukatı. Stella çocukken bir travma yaşıyor ve ebeveynleri ile arasında sorunlar oluyor. 19 yaşına geldiğinde ise Stella, bir cinayetin faili konumuna düşüyor. Stella, kendisinden yaşça büyük sevgilisini vahşice öldürmekle yargılanırken ailesi de cinayetin asıl failini arıyor. Kızlarının başına gelenler ailesinin sınırlarını zorluyor ve alışılmadık kararlar almalarına sebep oluyor. Peki, dürüst ebeveynler olan Adam ve Ulrika, ailelerini korumak için aralarındaki sevgiden mi yoksa yalanlardan mı güç almalı?
Oyunculuk, hikâye ve iyi çekimlerden oluşan dizi, merak uyandıran finalleri ile izleyiciyi sürekli yüksek tutuyor. Neredeyse Sıradan Bir Aile, Mattias Edvardsson’ın aynı adlı romanından uyarlama. Edvardsson, İsveç‘in Trelleborg kentinde yaşayan bir yazar ve öğretmen. Yazar, uluslararası çıkışını Neredeyse Sıradan Bir Aile kitabıyla yapıyor. 30’dan fazla dile çevrilen ve 550.000’den fazla kopya satan kitap 2018 yılında yayınlandı.
Peki ya siz aleyhinizdeki delillere rağmen ailenizi korumak için yalana başvurur muydunuz? Sürekli sorgulamaya düşmenizi sağlayan Neredeyse Sıradan Bir Aile, 1 ya da 2 gün içerisinde binge-watch yapabileceğiniz, ilgi çekici, sürükleyici ve 6 bölümlük bir mini dizi.
İyi seyirler!