Snæfellsnes Yarımadası

Kendinizi İzlanda manzarası ve kültürüne kaptırmak için ideal bir yer ‘Minyatür İzlanda” olarak anılan Snæfellsnes Yarımadası!

Snæfellsnes Yarımadası, Batı İzlanda’da Reykjavík ve Westfjords arasında yer alıyor. Ulaşımı yıl boyunca oldukça kolay olan yarımada, hem turistler hem de İzlandalılar için çok popüler bir yer. Muhteşem doğal manzaralardan oluşan Snæfellsnes; buzullarla kaplı volkanı, lav alanları, bazalt kayalıkları ve sakin balıkçı köyleri ile İzlanda’nın minyatürü özelliğini taşıyor.

Yarımada, inanılmaz derecede güzel ve dramatik manzaralarıyla biliniyor ve İzlanda’nın tüm benzersiz doğal unsurlarını tek bir yerde barındırıyor. Kısacası Snæfellsnes Yarımadası, el değmemiş lav alanları, yüksek volkanlar, mistik buzullar ve siyah kumsallardan beyaz kumsallara, bir Ulusal Park’a ve kıyı şeridindeki tehlikeli kayalıklara kadar İzlanda’da var olan her şeye sahip. 

Snaefellsjokull Ulusal Parkı
Snæfellsjökull Ulusal Parkı
Fotoğraf: Martin Brechtl

İzlanda’da sadece üç adet ulusal park bulunuyor, orta büyüklükteki Snæfellsjökull Ulusal Parkı, 2001 yılında kuruluyor ve Snæfellsnes yarımadasının en batı ucunun yaklaşık 170 km² alanını kapsıyor. Park, adını ulusal parkın tacı olan güzel şekilli stratovolkan ve buzul Snæfellsjökull‘dan alıyor. Parkın amacı, bölgenin eşsiz manzarasını, yerli bitki ve hayvan yaşamını, önemli tarihi kalıntıları korumak ve muhafaza etmek. Aynı zamanda park, ziyaretçilerin bölgeyi tanımaları için daha kolay ve gelişmiş fırsatlar sunmayı da amaçlıyor.

Tarih boyunca Snæfellsjökull’un güzelliği insanları ruhen etkiliyor ve romancılara, ressamlara ve diğer sanatçılara ilham kaynağı oluyor. Volkanın içerisinde bulunduğu bilinen en ünlü sanat eseri, Jules Verne‘in volkanın etkisi altında yazdığı bilim kurgu romanı Dünyanın Merkezine Yolculuk’tur. Volkanın aynı zamanda Bárður Snæfellsás Destanındaki Bárður‘un ruhunu taşınıdığına da inanılıyor.

Gerðuberg Bazalt Kayalıkları
Fotoğraf: nordicvisitor.com

Bölgenin en çok dikkat çeken doğal güzelliklerinden biri de Gerðuberg bazalt kayalıkları. Kayalıklar, eski lav akıntılarının oluşturduğu yüksek altıgen sütunlardan oluşuyor. Uzaktan bakıldığında sağlam bir duvar görünümünde olan kayalıklar yakından bakıldığında keskin geometrik bir şekli andırıyor.

Ytri Tunga Sahili
Fotoğraf: tripadvisor

Ytri Tunga, Snæfellsnes’in güney kıyısında, İzlanda’da nispeten sıra dışı olan altın rengi kumuyla dikkat çeken bir plaj. Güzel okyanus manzarasının yanı sıra gezginler için en önemli noktalardan biri olmasının sebebi ise burada yaşayan fok kolonisi. Yaz güneşinde siyah kayaların üzerinde uyuklayan yerel fokları görmek için en iyi tarih ise Haziran veya Temmuz ayları olarak belirtiliyor.

Fotoğraf: guidetoiceland.is

Snæfellsnes Yarımadası’ndaki en popüler insan yapımı turistik yer ise siyah ahşaptan yapılmış küçük bir kilise olan Búðakirkja‘dır. Kilise, 18. yüzyıla ait orjinal binasının yerine 1987 yılında yeniden inşa edilmiş. Binanın etrafında bulunan pürüzlü siyah kaya oluşumları nedeniyle eski bir lav alanında bulunan kilise, oldukça uhrevi bir manzaraya sahip.

Búðakirkja Kilisesi
Fotoğraf: Scott Drummond
Kirkjufell Dağı
Kirkjufell
Fotoğraf: booking

Kirkjufell, “Kilise Dağı” olarak da biliniyor. Benzersiz şekli ile ünlü olan dağ, Grundarfjörður balıkçı köyünün yakınında bulunuyor ve İzlanda’nın en çok fotoğrafı çekilen dağı olarak biliniyor. Doğa tutkunları ve fotoğrafçılar tarafından hayran olunan İzlanda’nın en ikonik dağı Kirkjufell, Game of Thrones dizisinde de “Ok başı şeklinde bir dağ” şeklinde geçiyor. Çok fazla ziyaretçi çeken dağın etrafında kış aylarında yürüyüş yapılması ise tehlikeli olması nedeniyle yasak!

Daha birçok doğal güzelliğe ev sahipliği yapan Snæfellsnes Yarımadası, doğa tutkunları ve gezginler için olmazsa olmaz bir adres.

Yolunuz düşerse keyifli gezmeler dileriz!

1 comment
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir