Norveçli ressam Edvard Munch, Modernizmin en önemli sanatçılarından biri olarak biliniyor. 1880’lerde ilk çıkışını yaptığı andan itibaren geçen altmış yılı aşkın bir sürede sürekli üreten Munch, 1890’larda Sembolist hareketin bir parçası ve 1900’lerin başından itibaren Ekspresyonist sanatın öncüsü olarak kabul ediliyor.
Munch; resim, grafik sanatı, çizim, heykel, fotoğraf ve film alanındaki azimli deneyleri sayesinde Norveç ve uluslararası sanat tarihinde benzersiz bir konuma sahip. Çocukluğunda yaşadığı rahatsızlıklar nedeniyle evde eğitim görmeye başlayan Munch, 17 yaşında günlüğüne şu sözleri yazıyor ve serüveni başlar…
“Artık ressam olmak benim kararım.”
Edvard Munch, en çok “Çığlık” adını verdiği resmiyle tanınıyor. Alman dışavurumculuk akımının da gelişmesine katkı sağlayan ressam eserlerinde daha çok aşk, korku, ölüm ve melankoli gibi konuları işliyor.
Orijinal Munch Müzesi, Oslo Tøyen’de kuruluyor. Müzenin inşaatı, Oslo belediye sinemalarından elde edilen karlarla finanse ediliyor ve 1963’te Munch’un 100. doğum günü anısına açılıyor. Müzenin koleksiyonu, Munch’un ölümü üzerine Oslo belediyesine bağışladığı eserleri ve makalelerinden, kız kardeşi Inger Munch‘un bağışladığı ek eserlerden ve mükerrer baskılar da dahil olmak üzere ticaret yoluyla elde edilen çeşitli diğer eserlerden oluşuyor.
Einar Myklebust ve Gunnar Fougner tarafından tasarlanan Orijinal Munch Müzesi’nin koleksiyonu sanatçının tüm resim üretiminin yarısından fazlasına ve tüm baskılarının en az bir kopyasını da bulunduruyor. 1.200’den fazla resim, 18.000 baskı, altı heykelin yanı sıra 500 levha, 2.240 kitap ve diğer çeşitli öğelerden oluşan müzede ayrıca eğitim ve performans sanatları için de alanlar bulunuyor. Daha sonra Einar Myklebust, Munch’un ölümünün 50. yıldönümü için 1994 yılında müzenin genişletilmesi ve yenilenmesinde de önemli bir rol oynuyor. Müze 1984 yılında bir Olsenbanden filminin de çekim yeri olarak kullanılıyor.
Munch’un mirasını onurlandırmak için yapılan yeni Munch Müzesi’nin yapımı birçok kez durduruluyor ya da konumu değiştiriliyor. Mayıs 2013’te Oslo Şehir Meclisi projeyi canlandırıyor ve tek bir sanatçıya adanmış dünyanın en büyük müzelerinden biri olan yeni müzeyi deniz kıyısındaki Oslo Opera Binası’nın yanındaki yeni yerine taşıma kararı alıyor.
Müzenin inşaatı Eylül 2015’te başlıyor ve 22 Ekim 2021’de Kral Harald V tarafından açılıyor. Tøyen’deki orijinal müzeden Oslo, Bjørvika’daki yeni müzeye 28.000 sanat eseri taşınıyor. Estudio Herreros tarafından tasarlanan müze; geri dönüştürülmüş, delikli ve kısmen yarı saydam alüminyum panellerdeki kaplama ve karakteristik eğimli üst bölümü ile Oslo’nun ayırt edici bir simgesi haline geliyor.
Toplam 13 kat ve 11 galeri alanı ile müze, Edvard Munch’a ve sanatına çok çeşitli yaklaşımlar sunabiliyor ve eserlerini diğer modernistlerin ve çağdaş sanatçılarınkilerle yan yana getirebiliyor. Düzenli sergilerin yanı sıra müzenin etkinlik programında müzik, performanslar, film gösterimleri ve sanat söyleşileriyle de bulunuyor.
Munch Müzesi’nin Oslo’ya gidildiğinde mutlaka gezilmesi gerektiğini belirtir, şimdiden keyifli anlar dileriz!
1 comment