Eurovision ve İsveç

Eurovision ve İsveç: İlişkinin Tarihçesi

Eurovision ve İsveç: Bu uzun ilişkiyi size tanıtmak isterim. Nordik Simit olarak iskandinav kültürüne dair pek çok konuyu sizlere ulaştırmayı seviyoruz. Fakat şimdiye kadar müzik söz konusu olduğunda yıllardır süregelen yarışma olan Eurovision’dan bahsetmedik. Bu yazı ile beraber iskandinav ülkelerinin Eurovision ile ilişkisini ülke ülke anlatacağız.

Bu rekabet birbirinden güzel eserler doğurduğu için bu yazı serisinde sık sık müzikleri bulacaksınız. Platform seçiminize göre Apple Music veya Spotify’dan dilediğinizi dinleyebilirsiniz. O zaman başlayalım.

Eurovision Nedir?

Bilmeyenler için Eurovision şarkı yarışması 1956 yılında savaş sonrası ülkelerin birbirleri ile yaşanabilecek baskıları düşürmek ve herkesin anlaşabileceği dil olan müzik dilinde eserler sunabileceği bir yarışma olarak doğdu. Çıktığı seneden bu yana 51 farklı ülkenin performans sergilediği bu yarışma özellikle İskandinavya bölgesinde bir rekabet oluşturmuştur.

Son 20 seneye baktığımızda ilk 10 sıralamasında her zaman en az bir iskandinav ülkesi görebilirsiniz. Peki İsveç bu yarışmada ne durumda?

Eurovision ve İsveç: Başlangıç

İsveç ilk olarak yarışmaya 1958 yılında katılmaya başladı. İlk şarkısı Alice Babs’ın “Lilla stjärna” isimli parçası olmuş, bu performansta Leksand bölgesinin yöresel kıyafeti ile 4. olmuştur.

Daha sonra sıralama olarak gerilere düşen İsveç, 1963’te sonunculuğu da görerek ortalama bir performans gösterir. Yıl 1974’e geldiğinde ise bir değişim yakalar.

1974’ün Birincisi: ABBA

Eurovision ve İsveç: ABBA

Evet, ABBA grubu Eurovision’da sahne almıştır. Hatta bu onların ünlenmesini sağlamıştı.

1959 yılında İsveç Melodifestivalen isminde bir yarışma oluşturur ve bu yarışma sonucunda çıkan birinciyi Eurovision’a yollar. 1973 yılında, kurulduktan bir sene sonra ABBA Melodifestivalen yarışmasına katılır ancak 1. olamaz. Bunu içine sindiremeyen Stig, bir sonraki sene için çalışmaya başlar. Bu noktada İsveç geçtiğimiz senelerde 2 ingilizce parça yollamış(1965 ve 1973) ancak iki şarkı da ilk üçte yer almamıştır. Hatta İsveç’in en yakın olduğu sıralama 1966 yılında bir ikincilik olmuştur.

Bunların bilincinde olan ABBA grubu 1974’te Waterloo şarkısı ile İsveç’e ilk defa birincilik ödülünü getirir. Bu, hem onların İngilizce bir parçaya sahip olarak önce Avrupa’yı ve sonra Amerika’yı turlamasına olanak sağlar, hem de İsveç’in şarkı yarışmasına doğru ağırlığını koyması sürecini de ateşler. Artık İsveç, kazanma hedefiyle karşımıza çıkacaktır.

1975-2000: 3 Birincilik, İkisi İsveççe Dilinde

Tek birincilik İsveç için yeterli olmayacaktı. ABBA’dan sonra aynı başarıyı yakalamak için tam 10 yıl beklemeleri gerekecekti.

1983 yılında İsveç ilk kez Carola’nın “Främling” şarkısı ile 3. ödülünü getirir. 3. neden önemli diye sorabilirsiniz? İsveç komik bir tesadüf ile yarışma tarihi boyunca aynı sayıda üçüncülük ve birinciliğe sahiptir. Hatta bir dönem üçüncülük ve birincilik birbirlerini arka arkaya takip etmeye bile başlar. Nitekim 1983 yılındaki bu başarı da bizi bir sene sonraya getirir.

1984 yılında Herreys grubu İsveççe söyledikleri “Diggi-Loo Diggi-Ley” isimli parça ile İsveç’e ikinci kez ödülü getirirler.

1990’lar: İrlanda & İngiltere Yılları

Carola’yı hatırladınız mı? Hani biraz önce yukarıda bahsetmiştim. Kendisi 1991 yılında “Fångad av en stormvind” şarkısı ile Eurovision’a geri döndü ve üçüncü kez İsveç’e birincilik ödülünü getirdi. Tabii bu dönem Eurovision’un daha performans odaklı olmaya başlar. Carola’nın performansı da gecenin en etkili anlarından biri olmuştur.

Daha sonra 1990’lar Eurovision’da İrlanda yılı olarak geçer. Bunun sebebi ise İrlanda’nın arka arkaya ve çok sayıda birincilik ödülü aldığı yılları içermesinden gelir. Tabii İsveç bu senelerde geri kalmaz ancak 1995-96 senelerindeki üçüncülük hariç milenyuma yaklaşana kadar bu zincirin kırılmasını sağlayamaz, ta ki 1998 yılına kadar…

1998 yılında İsrail yarışmaya ilk transgender birinci olarak adını yazdırdı. Bu İngiltere ve İrlanda’nın Eurovision yarışmasındaki birincilik dengesini de değiştirdi. Öyle ki iki ülke de birinciliği bir daha göremedi.

İsveç’e gelince, 1998 yılındaki bu değişim onlara yine bir birincilik getirecekti.

1999 yılında Tel-Aviv’de düzenlenen yarışmada İsveç Charlotte Nilsson’un “Take Me to Your Heaven” isimli parçası ile ülkeye dördüncü kez birincilik ödülünü getirir. Bu birincilik özeldir, çünkü milenyumu birincilikle açacak olan İsveç, asıl bu noktadan sonra rekabeti daha da kızıştıracaktır.

Eurovision ve İsveç: 2000’ler

Eurovision ve İsveç: 2000'lerde Eurovision
Source: Escwebs

2000’lere geldiğimizde ise bir şey kesinlikle değişir. 2003’te Türkiye, o zamana dek benzeri yaşanmamış bir sahne performansı sergileyerek birinci olur. Bu sahne performansı, artık insanları koltukta oturup dinlediği bir tiyatro şovu geleneğinden uzaklaştıracak, 2004’te İstanbul’daki sahne düzeni ile birlikte artık Eurovision bir konser gibi ayakta izlenmeye başlayacaktır. Tabii bu da, sahne şovlarının artması, hayranlara odaklanmak için pop parçaların iyice zirve yapması sonuçlarını da doğuracaktı. İsveç, bu dönemde ilk 5’in altını göremez. Hatta Carola bir kez daha 2006 yılında şarkı söylemeye karar verir, fakat bu bile onun 5. olup daha iyisini görmesini sağlayamaz.

Bu dönem yarışma pop ile dolmaya başladıkça “farklı” tarzda şarkılar öne çıkar. Türkiye’nin göbek dansı, Ukrayna’nın 180 bpm kalp atışı yaratan hareketli performansı, Finlandiya’nın Metal’i(merak edenler Lordi yazabilir, Finlandiya yazısında değerlendireceğim), Sırbistan’ın duygu yüklü parçası ve sonunda Norveç’in peri masalı ile son buldu. Eurovision ve İsveç ilişkisi ise 2010’larda daha öne çıkar.

2010’lar: 4 ödül, 7 mükemmel performans

2010 yılı, Eurovision’un en çekişmeli yıllardından biri olarak düşünülebilir. Bir tarafta Almanya’nın birinciliği, düşüncem tek kelime ile bu: 🤨 , Ermenistan, Türkiye, Azerbeycan, Moldova, Bosna Hersek, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Yunanistan, İsrail ve Danimarka gibi güçlü parçaların rekabeti ile geçti. Bu rekabetin öldürdüğü bir ülke ise İsveç oldu. Anna Bergendahl “This Is My Life” parçası ile İsveç’in yarışma tarihinde ilk defa finale çıkamayan ismi oldu. İsveç 2010’lu yıllara girdiği bu yenilgiden sonra bir daha asla bu sonuca yaklaşmayacaktı.

2011 yılında İsveç bir üçüncülüğe daha sahip oldu. Eric Saade, karakteri ile beğeni toplarken, “I wanna be popular” sözlerini içeren parçası ile Eurovision tarihinde popüler olan bir isim olmayı da başardı. Sene 2012’de ise İsveç herkesi altüst etti.

Loreen, 2012 yılında Eurovision’un birincilik ödülünü kaldırdığında Eurovision’un en popüler 10 isminden biri olacağını asla bilemezdi. Performansı ve şarkısı ile tüm beğenileri toplayan yıldız, ülkesine beşinci kez birincilik ödülü getirmekle kalmadı, İngiltere’de efsane Eurovision ismi olan Logan Paul’un başarısını bile devirmiş oldu.

Bir sonraki sene İsveç katılımı ile saygı görülen bir pozisyona yerleşti. Fakat İsveç, yine kazanı yakmaya başlamıştı.

2014 yılında Sanna Nielsen “Undo” isimli parçası ile 3. sıraya yerleşti(Saymayı bırakanlar için 6. kez İsveç 3. oldu). Önünde birinci olmamasında etkili 2 ciddi yarışmacı vardı. Avusturya’nın ilk transgender birincisi(ve ikinci kez birincilik ödülü getiren ismi) ile hayranların favorisi olan Hollanda. Burada alınan 3.lük sonrası bir sene sonra gelenek bozulmayacak, İsveç aldığı üçüncülük ödülünü birincilik ile tamamlayacaktı.

Eurovision ve İsveç: Son Birincilik

2015 yılında Eurovision bir ışık şovu gördü. Hologram ile senkronize olan bir adam tüm performansı yanına yansıtılan bir hologram ile yapıyor, durması gerektiği yerlerde değişik efektler ile dans ediyordu. Bu trendi öyle iyi oturttu ki, bir sene sonra bunu Rusya uygulayarak izleyicilerde benzeri bir hayranlık yaratacaktı. Bahsetmek istediğim isim Måns Zelmerlöw ve kendisi “Heroes” şarkısı ile İsveç’e altıncı kez birincilik getirdi ve Loreen gibi yarışmanın sevilen bir yüzü oldu.

Şimdiye kadar size 6 birincilik, 6 da üçüncülük anlattım. Bu andan sonra İsveç’in sıralaması genel olarak 5. ve 7. olmak oldu. Burada ek olarak bahsetmek istediğim 3 performans var.

İlk performans Robin Bengtsson tarafından I Can’t Go On ile geldi. Daha sonra Benjamin Ingrosso’nun “Dance You Off” şarkısını gördük. Son olarak John Lundvik, The Mamas grubu ile “Too Late For Love” şarkısını söyledi. Bu üç performansı da izlemenizi öneririm.


İsveç’in Eurovision ile olan düello hikayesinin sonuna geldik. Bu geçen 62 yılda pek çok şarkı ortaya çıktı. Kimisi yöresel, kimisi pop, kimisi ise rock türünde oldu. Bu serinin ileriki yazılarında da göreceğiniz üzere iskandinav kültürüne dair pek çok eseri bizlere tanıştıran yarışma Eurovision oldu. Sadece iskandinav değil, Norveç’ten İspanya’ya, Portekiz’den Azerbeycan’a, her köşesinden özel sesler duyuldu.

Uzun, hikaye hissine sahip bir yazının sonuna geldik. Henüz okumadıysanız son çıkan yazımız “İskandinav Tasarımı ve Temsilcileri” isimli yazıyı okuyabilirsiniz. Hepinize keyifli günler dilerim.

1 comment
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir