Fotoğraf: Schroer Rii

Karl Ove Knausgård – Mevsimler

“Hayatı yaşamaya değer kılan ne?”

Mevsimler serisinin ilk kitabı Sonbahar, Karl Ove Knausgård’ın kendisine bu soruyu sormasıyla başlıyor. İster istemez kitaba başlayacak herkes de kendisi için yapıyor aynısını ve daha kitabın ilk başında yazar en çok düşündüğünüz ya da düşünmeyi ertelediğiniz, sizi rahatsız eden bir yerden yakalamayı başarıyor. Soru çok basit. Ama cevabı karmaşık olabiliyor. Kitabın başında doğmamış kızına yazdığı mektupta bu sorunun cevabını veriyor yazar:

“Dünyamızı şimdi olduğu gibi göstermek istiyorum sana: Kapı, yerler, musluk ve lavabo, mutfak penceresi duvarına yakın duran bahçe sandalyesi, güneş, su, ağaçlar. Sen geldiğinde kendi gözlerinle göreceksin, kendi deneyimlerin olacak, kendi yaşamını süreceksin, dolayısıyla hiç kuşkusuz öncelikle kendim için yapıyorum bunu: Sana dünyayı göstermek ufaklık, hayatımı yaşamaya değer kılıyor.”

Karl Ove Knausgård, mektuptan sonra her gün her şey hakkında yazmaya başlıyor. İlk iki kitap olan Sonbahar ve Kış’ta sakızdan petrole aklınıza gelebilecek her şey var. Bunları kızına anlatırken o şeyler hakkında değişik bir yerden bakmanızı sağlıyor. Engereklerin işitme duyusundan yoksun olması gibi birçok şey öğreniyor, yeniden hayatı tanıyor ve yıllardır karşılaştığınız birçok şeyi farklı bir açıdan değerlendirmeye başlıyorsunuz. Sanki yazar elinizden tutup size her şeyi bir bir gösteriyor, anlatıyor. Kendinizi küçük bir çocuk gibi hissediyorsunuz.

İlkbahar, serinin diğer kitaplarından daha farklı. İlkbaharda baba ve onun üç aylık kızının bir günü anlatılıyor. Diğer üç kitap deneme tadında ilerlerken Knausgård, bu anlatı romanıyla dikkatleri yeniden toplamayı başarıyor.

Yaz, serinin son kitabı. Bu kitap da Sonbahar ve Kış gibi denemelerden oluşuyor. Yakın gerçeklik üzerine yazılan yazılarda Knausgård kızına dünyayı anlatmaya devam ediyor. Birbirinden bağımsız ama hayatı oluşturan şeyler hakkındaki bu modern denemelerde dil, Kavgam serisindeki dilden biraz farklı. Her gün yaptığınız eylemler hakkında düşünürken kendinizi bir anda o eylemin getirdiği duygu ve düşüncede buluveriyorsunuz. Hayatı otomatik pilotta yaşamaktan sıyıran bu ufak yazılar Karl Ove Knausgård’ın yalın ve çarpıcı diliyle birleşince okumak edebiyatseverler için daha keyifli bir hale geliyor.

Serinin dört kitabı da farklı ressamlar tarafından resimlenmiş. Sonbahar’da Vanessa Bird, Kış’ta Lars Lerin, İlkbahar’da Anna Bjerger ve Yaz kitabında Anselm Kiefer eserlerini görebilirsiniz. Farklı ressamların farklı tarzları her kitapta mevsimlerin vurgusunu taşıyor. Ayrıca Knausgård’ın üslubunun her mevsimden nasıl etkilendiğini görmek Mevsimler serisiyle mümkün.

Monokl Edebiyat’tan çıkan bu samimi ve kişisel serinin çevirisini Haydar Şahin yaptı. Mevsimler bir solukta okuyabileceğiniz bir yılın izlenimlerinden oluşuyor.

1 comment
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir