Daniel Herskedal ile İkinci Röportaj

Norwegian November kapsamında 1920 Kasım tarihlerinde İstanbul ve Ankara‘da Norwegian Oud projesi ile iki konser verecek olan Daniel Herskedal ile ikinci kez röportaj yapma şansı elde ettik! Ayrıca kendisini daha yakından tanımak için keşif yazımıza ve ilk röportajımıza göz atabilirsiniz.

Hej! Nasılsın, hayat nasıl gidiyor? İlk defa ikinci kez bir sanatçı ile röportaj yapıyoruz, umarım ileride birlikte daha fazla röportajlar da yaparız 🙂

Her şey güzel. Slow Eastbound Train’in yayınlanması ile harika bir yıl geçirdim ayrıca çok fazla farklı projede yer aldım ve iki farklı konser üzerinde çalışıyordum, ilki Norveç’te Salı günü bir klasik müzik orkestrası tarafından Vrimmel Kulturfestival’de sergilenecek.

Daha önce sizi Bergen’de izlemiştim, şimdi ise 19 Kasım’da İstanbul’da Salon IKSV’de 20 Kasım’da ise Ankara Cer Modern’de Norwegian Oud projesi ile tekrar dinleme şansı elde edeceğiz.

İlk röportajımızda Slow Eastbound Train hakkında sohbet etmiştik, yayınlamayı beklediğin yeni projeler var mı? Norwegian Oud ile bir albüm yayınlamayı düşünüyor musun?

Yeni kayıtlar için planlarım var ama özellikle Slow Eastbound Train’de çalıştığım trio ile birlikte çalışmak istiyorum. Haziran ayında kayıtlara başlayacağız gibi gözüküyor, böyle giderse 2017’nin başlarında albümü yayınlamayı düşünüyoruz. Norwegian Oud’da herkes grup lideri gibi bir pozisyona sahip yani öne çıkan bir isim yok ama böyle bir albüm çıkarırsak harika olurdu. Şuan önümüzde 3 konser var umarım birlikte daha fazla sahne alabiliriz.

Norwegian Oud’dan biraz daha bahsedebilir misin? Diğer işlerinizden farkları neler, adına nasıl karar verdiniz?

Arild Hommerø ile ikili çok uzun süredir birlikte çalıyoruz. 2 yıl önce Norveçli bir yaylı orkestrası için ise Arild, ben ve Yinon solo sanatçılar olarak bir araya gelmiştik. O proje çok iyi gidince birlikte daha çok çalışmak istedik. Önceki kayıtlarımdan çok farklı olacak gibi gözüküyor, set’in büyük bir kısmı planlandı ama birkaç gün de Arild ile Istanbul’a gelince çalışacağız.

Grubun ismi aslında Norwegian Wood ile enstrüman olan ut/ ud’dan gelen bir kelime oyunu diyebiliriz. Daha önce Viktor Bensusan birlikte çalıştığımız bir proje için bu ismi bulmuştu fakat o proje hayata geçmeyince biz de bunun için kullanalım dedik.

Istanbul’da ve Ankara’da harika bir müzisyen olan Yinon Muallem ile çalacaksınız. Kendisini daha önce Türk ve Yahudi melodilerinden tanıyoruz. Türkiye’de birlikte Anadolu’dan tanıdık parçalar çalacak mısınız? Bizi bazı sürprizler bekliyor mu?

Sahnede çok fazla sürprizimiz olacak. Çok orjinal sesler yakaladık. Ayrıca Norveç, Türk ve Yahudi müziğini bir araya getiren parçalar da hazırladık.

Arild Hammorø hakkında internette bilgi bulmak gerçekten çok zor ama kendisini dinlediğimde harika bir gitarist olduğunu görüyorum. Sen Arild hakkında neler düşünüyorsun?

Arild ile aynı liseye gittik ve o zamanlardan beri birlikte çalıyoruz. Kendisi çok yaratıcı, kendine has teknikleri olan bir gitarist. Genelde ikili olarak akustik gitar çalıyor ama ayrı zamanda çok iyi bir rock gitaristi ve Atlanter adındaki grupta hem söylüyor hem de çalıyor.

Bir önceki röportajda İstanbul hakkındaki düşüncelerini sormayı unutmuştuk. İstanbul ve Türkiye ile ilgili neleri seviyorsun?

Birçok yönden İstanbul hayranıyım diyebilirim. Geleneksel müziği harika, yemekleri fantastik ve tarihi kesinlikle ilgi çekici. En eski yapıların hala ayakta olması gerçekten çok güçlü bir deneyim sağlıyor.

Daha önce Ankara’da bulundun mu? Türkiye’de farklı farklı şehirlerde çalmak hakkında ne hissediyorsun ayrıca çalmak istediğin başka şehirler ya da Türkiye’de birlikte çalmak istediğin başka müzisyenler var mı?

Ankara’ya ilk gidişim olacak ve bu yüzden çok heyecanlıyım çünkü İstanbul’dan ne kadar farklı olduğunu merak ediyorum. 10 yaşlarımdayken Türkiye’de küçük bir balıkçı kasabasına resim kursu için gelmiştim. O zaman ilk defa cami minarelerinden gelen müezzin çağrılarını duymuştum. Muhtemelen yaşadığım o deneyim beni Türk ve Arap müziği ile ilgilenmeme sebep oldu. O köye tekrar gitmek istiyorum (İsmini hatırlamıyorum ama yakın zamanda öğreneceğim) ayrıca henüz ziyaret etmediğim bir çok yeri görmek istiyorum ki bu da Türkiye’nin çoğu yeri anlamına geliyor 🙂

Farkettiğimiz üzere futbola karşı aşırı bir ilgin var, çok fazla yorum paylaşıyorsun. Türkiye’deki futbol hayranlarına ne söylemek istersin?

Ben çok büyük bir Molde hayranıyımdır ve İstanbul’da Fenerbahçe’yi yendiğimiz gün benim için çok büyük bir andı. Orada olamadığım için çok pişmanım. Molde’de olacak sıradaki maç için de çok heyecanlıyım ama o tarihte turda olacağım için stadyumdan izleyemeyeceğim. O nedenle Fenerbahçe’nin grupta 2. sıraya yerleşmesini istiyorum böylece 18 Mayıs’taki finalde rekabeti canlı izleme şansı elde edebilirim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir