Blinkende lygter
Blinkende lygter (Anders Thomas Jensen, 2000, DK)

Blinkende lygter

De grønne slagtereMænd & HønsAdams æbler gibi ikonik ve nev-i şahsına münhasır filmleriyle aklımıza kazınan Anders Thomas Jensen ilk uzun metrajı Blinkende lygter ile de orijinalliğini ortaya koyuyor. Aksiyon komedisi olarak tanımlayabileceğimiz film, elbette Anders Thomas Jensen’in diğer filmlerinde olduğu gibi ilginç karakterleri barındırıyor. 

Film, emredilen bir darbe sırasında çaldıkları 4 milyon kronla kaçmayı ve Fredericia yakınlarındaki eski bir hana yerleşmeyi seçen küçük bir suçlu çetesini konu alıyor. Burada herkese bir restoran açmak için yer aldıklarını söyleyerek dikkat çekmemeye çalışan çete, birkaç yerliyle arkadaş olur. Ancak geçmiş onları yakalar ve eylemlerinin sonucuna katlanmak zorunda kalırlar.  Søren Pilmark, Ulrich Thomsen, Mads Mikkelsen, Nikolaj Lie Kaas, Sofie Gråbøl, Iben Hjejle, Ole Thestrup ve Frits Helmuth’un rol aldığı filmin kadrosu ise takdire şayan. 

Torkild (Søren Pilmark) gangster patronu Færingen’e (Peter Andersson) büyük bir borç içindedir ve üç arkadaşı Arne (Mads Mikkelsen), Peter (Ulrich Thomsen) ve Stefan (Nikolaj Lie Kaas) ile birlikte bir soygun yapmak zorunda kalır. Peter bir gardiyan tarafından vurulur ve 4 milyonluk ganimetle Barselona’ya kaçmaya karar verirler. Kaçış esnasında arabaları çalışmaz hâle gelir ve bu nedenle Fredericia’nın etrafındaki bir ormandan öteye gidemezler. Geceyi eski bir restoranın harabelerinde geçirirler ve Peter’ın durumundan dolayı tekrar çıkmakta zorlanırlar.

Avcı Alfred (Ole Thestrup) ortaya çıkar ve Torkild ona yeri satın aldığını ve Arne ile Stefan’ın zanaatkar olduklarını, ancak Peter’ın bir doktora ihtiyacı olduğunu söyler. Alfred, Peter’ın yaralarına bakması için doktor Karl’ı (Frits Helmuth) görevlendirir. Torkild, darbeden elde edilen parayı Karl’a tedavi ve kurşun yarasından daha fazlasını yapmaması için ödemek için kullanır. Peter için on dört gün dinlenme ve tam bir barış emri verir, aksi takdirde ölme riskini alır. Torkild, Karl’ı kasabaya götürür ve yeni bir araba ve malzeme satın alır. Bu arada Peter, uyuşturucu almak için Kopenhag’daki bir krupiye ile iletişime geçer. Arne ve Torkild bunu keşfettiklerinde ise Peter’ı aptalca bir şey yapmaması için soğuk bir odaya kitlerler. 

On dört günlük bekleyiş esnasında, çete ikonik Danimarka dizisi Matador‘u izler, kitap okurlar. Torkild, soygunlarından elde edilen parayla harabeyi ve inşaat malzemelerini satın alır. Peter tekrar sakinleştiği için dışarı çıkmasına izin verilir. Karl ile birlikte birayı soğutmak için çukurlar kazarlar. Arne, Torkild’in kararları karşısında hayal kırıklığı içinde silahlarıyla restorandan ayrılır ve rahatlaması ve hareket eden her şeye ateş etmeyi bırakması gerekir. Bir ineği vurur, ancak hemen ardından, ineği olduğu için kızgın bir Alfred ortaya çıkar. Ancak, Alfred’in ateşli silahlara çok ilgi duyduğu ortaya çıkar ve Arne ona ineğin yerine Desert Eagle .50’yi verir. İkisi birlikte yola çıkarlar ve bulabildikleri tüm hayvanları vururlar. Arne, vurdukları bir sürü oyunla restorana döner ve tüm silahlarını Alfred’in av tüfeğiyle değiştirir. Restoranın restorasyonu devam eder ve bir farenin ısırdığı bir kitaptaki bir şiirden sonra “Ove Ditlivsen”in yazdığı Blinkende Lygter şiiri çetenin hoşuna gider. Son olaraka restoranın bu isimle adlandırılması gerektiğine karar verirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir