Fotoğraf: Hayley Pfitzer

Oslofjord ve Volkanik Tarihi

Oslofjord, Norveç’in en yoğun nüfusa sahip şehri Oslo’nun hemen yanında yer alıyor. Norveç nüfusunun % 40’tan fazlası bu bölgeye yaklaşık 45 dakikalık mesafede yaşıyor. Oslofjord’un Norveç’in en yoğun tekne trafiğinin yaşandığı bölge olmasının yanında, kıyı boyunca dünyadan izole olabileceğiniz birçok alan da mevcut. Sunduğu alternatiflerle Oslofjord, günümüzde yerli ve yabancı turistlerin en uğrak noktalarından biri.

Fiyordun iç kısımları yoğunlukla ormanla kaplı iken, dış kısımları kaya ve plajlardan oluşuyor. Ayrıca iç bölgelerde Oslo adaları olarak bilinen küçük adalar bulunuyor. Bu adalardan en çok bilinenlerinden biri Hovedøya’da eski manastırdan kalma kalıntılar, yürüyüş parkurları ve oyun alanları bulunuyor. Oslo’dan toplu taşıma ağının bir parçası olan yolcu feribotları ile bu adalara ulaşmak mümkün.

Genellikle buzul aşındırması sonucu açılan kanallar ile oluşan kuzey fiyortlarının aksine, Oslofjord’un oluşum mekanizması volkanik bir geçmişe dayanıyor. Yaklaşık 450 milyon yıl önce aktif bir volkanın faaliyet gösterdiği bu bölgenin zamanla Norveç’in en yoğun nüfuslu şehirlerden birine ev sahipliği yapacağı kimin aklına gelirdi.  

Oslofjord ve Volkanik Tarihi

Bilim insanları Oslofjord’un oluşumuna neden olan volkanik faaliyetlerin günümüzden yaklaşık 310 milyon yıl önce başladığını ve 70 milyon yıl sürdüğünü tahmin ediyorlar. Fiyort, rifleşme olarak adlandırılan kıta çatlaması sonucu oluştuğu biliniyor. Birçok okyanus, deniz ve göl benzer levha hareketleri ile oluşan havzaların zamanla su ile dolması sonucu oluşmuştur. İlk riftleşmeyle eş zamanlı olarak bölgede fay oluşumun da meydana geldiği de kaydediliyor. Bu faylar günümüzde hala aktif olup Oslo çevresinde deprem riski oluşturuyor.

Volkanik hareketlilikle bazaltik lavların oluşumu bir diğer önemli aşamayı oluşturuyor. Bir yandan riftleşmenin devam etmesi bir yandan da magmatik hareketlerin yaşanması, lavların batolit adı verilen oyuklarda birikmesine neden oluyor. Lavların bir diğer etkisi ise yer altı suyunun sıcaklığını arttırmasıdır. Hidrotermal etki ve tektonik hareketlerin etkisiyle biriken lav tabakaları zamanla başkalaşım geçirerek bölgede endemik kayaların oluşmasına neden olmuş.

Uzmanlar, bölgede gerçekleşen levha hareketlerini okyanus oluşumuna neden olmaması nedeniyle başarısız olarak nitelendiriyorlar. Ancak, bölgedeki volkanik hareketlilik kendine özgü yapısı olan eşsiz bir fiyort oluşturmasıyla sonuçlanmış.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir