Stockholm Metrosu: Yer Altında Sanat Turu

Stockholm metrosu, heykelden resme birçok sanat eserini barındıran 90 istasyonuyla dünyanın en uzun sanat galerisi olarak nitelendiriliyor. Yapımına 1950 yılında başlanan ve tamamlanması tam 50 yıl süren Stockholm metrosu 150 sanatçının imzasını taşıyor. Sergilenen çalışmalar arasında mozikler, heykeller, tablolar, duvar çizimleri, enstalasyonlar, gravürler ve rölyefler bulunuyor. Uğradığınız her istasyonda farklı bir dünyaya tanıklık etmeniz mümkün. Örneğin, Makalös Sarayı’nın kalıntılarının sergilendiği Kungsträdgården metro istasyonunda arkeolojik bir kazının ortasındaymış gibi hissedebilirsiniz. Siri Derkert’in çalışmalarıyla bezenmiş Östermalmstrog metro istasyonunda ise kadın hakları, çevre sorunları ve dünya barışına dikkat çeken çizimlerle zamansız sorunlar üzerine düşündürücü bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Stockholm Metrosu Gezi Rehberi

Stockholm metrosunu baştan sona gezmek isterseniz en az bir gününüzü sadece buna ayırmanızı öneriririz. İstasyonlar ağı yeşil, mavi ve kırmızı olmak üzere üç hattan oluşuyor. Tek bir biletle gün boyunca istediğiniz durakları ziyaret edebilir, istasyon dışına çıkarak mola verebilir ve sonra gezinize devam edebilirsiniz. İlgi alanınıza göre çeşitli gezi rotaları planlamanız mümkün, en popüler duraklar arasında ise yazının devamında bulacağınız istasyonlar yer alıyor.  

T-Centralen (Mavi Hat)

Stockholm metrosunun ana aktarma merkezi olan T-Centralen, sanatçı Per Olof Ultvedt’in imzasını taşıyor. Mavi rengin hakim olduğu duvar resimlerinde sade ve huzur verici bir atmosfer hakim. Sanatçının mavi rengi özellikle rahatlatıcı etkisi nedeniyle seçtiği düşünülüyor. İnsanların sürekli koşuşturma halinde olduğu bu hareketli istasyonda, mavinin rahatlatıcı etkisi insanın zihnini yatıştırmaya yardımcı oluyor.

Kaynak: Visit Stockholm

Stadion (Kırmızı Hat)

Stadion, Stockholm’un ilk mağara istasyonlarından biri. 1973 yılında inşaatına başlanan istasyon, mağarının ilkel atmosferinin metro istasyonu için uygun olmadığını düşünen Stocholm halkı tarafından önce kuşkuyla karşılanmış. Bunun üzerine, Åke Pallarp ve Enno Hallek mavi üzerine gökkuşağı temalı çalışmalarıyla gökyüzünü şehrin altına getirmeye karar vermişler. Sanatçılar aynı zamanda çalışmalarıyla Stadion’un spor tarihi için önemine dikkat çekmek istemişler. Stadion, önemli tarihi müsabakalara ev sahipliği yapan Stockholm Olimpik Stadyumu’nun hemen yanında yer alıyor. Ayrıca Stadion, Stockholm Onur Festivali’nin düzenlendiği Östermalms IP’e de çok yakın bir mesafede bulunuyor. Ziyaretçilerin her yıl festivale giderken gökkuşağı ile bezenmiş bir istasyonla karşılanmaları da sevimli bir ayrıntıyı oluşturuyor. 

Kaynak: Visit Stockholm

Solna Centrum (Mavi Hat)

Solna Centrum istasyonunda yeşil ve kırmızı tonlarının hakim olduğu, göze çarpan duvar resimleri bulunuyor. Kırmızı renk batan güneşi, yeşil ise ormanı temsil ediyor. Eserin yaratıcıları Karl-Olov Björk ve Anders Åberg çalışmaya başladıklarında sadece yeşil ve kırmızı renkleri kullanmak üzere anlaşma yapmışlardı. Ancak çalışmayı tamamladıklarında bir şeylerin eksik olduğunu düşündüler ve doğaçlama bir şekilde çeşitli resim ve detaylar eklemeye devam ettiler. Özellikle, 70’li yıllarda İsveç’te en çok tartışılan toplumsal meselelerden olan ormanların tahribatı ve kırsal alanlarda nüfus azalışı gibi konuları simgeleyen çizimler yaptılar. Bu yönüyle Solna Centrum politik bir isyanın dışa vurumu olma özelliği de taşıyor.

Kaynak: Visit Stockholm

Citybanan – Odenplan (Yeşil Hat)

Citybanan, metro hattına 2017 yılında eklenen yeni istasyonlardan biri. T-Centralen ile Odenplan’ı bağlayan bu istasyon 14 artistin imzasını taşıyor. En dikkat çeken eserlerden biri Odensplan’ın batı girişinde yer alan David Svensson’a ait ‘Life Line’ adlı çalışma. Tavandan sarkan 400 metre uzunluğundaki LED ışıklandırma tüneli aydınlatmasının yanında, ışıkların oluşturduğu patern insan kalbinin atışını simgeliyor. Sanatçının, çocuğunun doğumu esnasında monitörde gördüğü kalp atışı paterninden esinlendiği biliniyor.

Kaynak: Visit Stockholm

Tekniska Högskolan (Kırmızı Hat)

KTH Royal Teknoloji Enstitüsü, kurulduğu 1827 yılından beri İsveç’in en önemli teknik üniversitelerinden biri. 1973 yılında üniversiteye ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla üniversitenin adının verildiği istasyon hizmete açıldı. Tasarımıyla ödül alan Tekniska Högskolan istasyonunun yaratıcısı ise Lennart Mörk. Birçok bilimsel gelişmenin ve buluşun simgelendiği çalışmalardan en dikkat çekeni istasyonun ortasında yer alan devasa polihedradır. Beş yüzeyden oluşan polihedra, Platon’un beş elementini simgeliyor: ateş, su, hava, toprak ve eter.

Kaynak: Visit Stockholm

Kungsträdgården (Mavi Hat)

Kungsträdgården, Stocholm’un en çok turist çeken istasyonlarından biri. İstasyon adını, uzun yıllar eski Makalös Sarayı’na ait olan Fransız bahçesinden almıştır. Kungsträdgården istasyonundaki her bir eser tarihin farklı bir noktasına ışık tutuyor. Ağırlıklı olarak kullanılan yeşil, beyaz ve kırmızı tonları eski Fransız bahçelerini simgelerken; istasyon etrafındaki heykeller Makalös Sarayı’nın bahçesinde yer alan parçaların birer kopyası. Kungsträdgården’ın bir diğer önemli özelliği ise zengin faunası. İstasyon, Kuzey Avrupa’da Lessertia dentichelis örümceğinin bulunduğu tek yer. Ayrıca 2016 yılında bilim insanları, istasyon duvarlarında benzersiz bir DNA yapısına sahip daha önce bilinmeyen bir mantar keşfettiler.

Kaynak: Visit Stockholm

Mörby Centrum (Kırmızı Hat)

Mörby Centrum istasyonun en önemli özelliği optik illüzyon yaratan duvarları. Duvarlar, platformda nerede durduğunuza bağlı olarak renk değiştiriyor. Bir taraftan baktığınızda pembe ve beyaz gözüken duvarlar, diğer taraftan baktığınızda gri ve yeşil arası bir renge bürünüyor. Sanatçı Gösta Wessel ve Karin Ek bu çalışmayla, yolculuğa başladığınız noktaya göre yolculuğunuzun nasıl değişebileceğine dikkat çekmeyi amaçlamışlar.

Kaynak: Visit Stockholm

Tensta (Mavi Hat)

Tensta banliyösü, 1966-1972 yılları arasında Stocholm’un artan konut ihtiyacına cevap vermek amacıyla kurulmuş. Şehir planında yer alan Tensta istasyonu ise ancak 1975 yılında açılabilmiş. İstasyonun dekorasyonunda çalışan Arne Sedell, Lars Sedell ve Helga Henschen bölgede yaşayan nüfusun büyük bir kısmının mültecilerden oluştuğuna dikkat çekmek amacıyla duvar resimlerinde göçmenlik teması üzerine yoğunlaşmışlar. Beyaz duvar üzerine çizilen resimler arasında ‘Mültecilere bir gül’, ‘Dayanışma’ ve ‘Akrabalık’ isimlerini taşıyan parçalar bulunuyor. Sanatçılar bu yolla, etnik kökeni fark etmeksizin Stockholm’un herkesi kucakladığını simgelemeye amaçlamışlar.

Kaynak: Visit Stockholm
1 comment
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir