Heimdallr Sura Üfledi: Ragnarök’e Hazırlık Rehberi

Ragnarök, Eski Nors dilinde tanrıların kıyameti anlamına gelir. Fakat yine de tanrıların alacakaranlığı anlamına gelen Ragnarøkkr kelimesine telaffuz ediliş yönünden benzer.

Günün birinde yaratılmış her şeyin, Valhalla ve Niflleheim’daki tanrıların; Jotunheim, Midgard ve Alfheim’da yaşayan bütün ama bütün canlıların bir sonu olacağı Kuzeyli halkların sıkı bir inancıydı. Elbette ki bu korku dolu gün kendinden önce alametlerini getiriyordu. Midgard’da, yani insanların diyarında, geleneklerin terk edilmesi , akrabalık /dostluk bağlarına sadık kalınmaması  ve bir bozulma yoluna gidilmesi bu alametlerden bazıları.



Bunlardan ayrı olarak çok sert kış mevsimleri kehanetlerde yerini alır. Bu gelen öyle bir kıştır ki arada hiç yaz olmadan, hiç hava ısınmadan tam üç mevsim kadar sürecektir. Semanın dört bir köşesinden de kar düşecek, buzlanmalar çok şiddetli olacak, rüzgar ciğerleri delip geçecek ve güneş asla  ısıtmayacaktır. Normalinin üç katı  ağır ve uzun geçen bir kıştan sonra, savaşın ve kötülüğün yeryüzüne yayıldığı üç benzer kış  daha gelir. Dokuz diyarı bir arada tutan ağaç Yggdrasil’in kendisi korkusundan titrer ve dalları sallandıkça depremler artar. Denizler havzalarından boşalıp yok olur, gökyüzü parçalara ayrılır ve insanlar o kadar çok sayıda ölmeye başlarlar ki kartallar ölmek üzere olan ve hala kıpırdaşan bedenlerinden beslenmeye başlarlar.

İşte bu olaylar olurken, tanrıların korktuğu şey başlarına gelir. Loki ve evlatları, kurt Fenrir ile Midgard’ı saran yılan Jörmungandr, zincirlerinden kurtulurlar ve düşman saflarında tanrılara karşı yerlerini alırlar. Korkunç dev ordusuyla beraber savaşa giden Loki, gemisi Naglfar’ın (Ölülerin Gemisi) üzerinde yaklaşırken gözcü Heimdallr yaklaştıklarını görür ve Gjallarhorn adındaki sura üfler. Bu duyulan ses Ragnarök’un başladığına, Odin’in Valhalla’da onurlandırdığı savaşçıların da bu savaşa çağrıldığına işaret eder.

Loki ve üç evladı

Dev halkı tanrıların diyarıyla birlikte bütün bir evreni yok etmeye koyulmuşken Fenrir ağzını açar, alt çenesi yeryüzünü üst çenesi gökyüzünü söker alır. Öyle ki güneşin kendisi bile neredeyse bu koca kurdun midesine iner.

Savaşın sonunda Odin, Kurt Fenrir’e yenilir fakat Odin’in oğlu Vidar da babasının intikamını almakta gecikmez. Thor, koca yılan Jörmungandr’ı öldürür fakat son anda yılan üstüne zehir kusar ve Thor’la yakın zamanlarda ölürler. Loki ve Heimdallr da birbirlerini öldürene kadar savaşırlar. Sonra bütün evren yanar, yıldızlar gökyüzünden birer birer dökülür ve zaman kavramı dahi yok olur.



Thor ve Jörmungandr, henüz birbirlerini öldürmeden önce

Her şeye rağmen bu yokluk ve ölüm dolu süreç fazla sürmez ve Odin denizlerden yeni bir dünya çıkarır. Bu dünya bollukla, bereketle ve iyilikle doludur, lanete ve kötülüğe yer kalmamıştır artık. İnsan soyu yeniden ortaya çıkar, tanrılar dirilir ve mutlu hayatlarına devam ederler… sonraki Ragnarök’a dek.

Çoğu kıyamet inanışının tersine,  Ragnarök’ten sonra her şey sonsuza kadar  tamamen yok olmaz çünkü Nordik inançlar esasen doğanın her kesitinde görülen doğum, yaşam, ölüm ve yeniden doğuş döngüleri etrafında oluşur: mevsimlerin döngüsü, Ay’ın döngüsü, gece ve gündüzün döngüsü vb.. Nitekim Nordik mitolojide tanrılar dahi yarı ölümlü varlıklardır ve bu döngüden nasiplerini alırlar. Mitleri ve inançları şekillendiren bu döngüsel anlayışın sebebi tabi ki doğadan başkası değildir. Zira çoğu antik inanış ve tapınma ritüelleri doğanın gözlemlenmesi ve döngüsünün belirli zamanlarda kutlanmasıyla şekillenir.



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir