Sigur Rós Sonunda İstanbul’da!

İzlanda’da başlayan serüvenini büyük bir başarıyla tüm dünyaya taşıyan, post-rock sahnesinin en önemli gruplarından Sigur Rós, uzun zamandır beklenen canlı performansıyla Türkiye’de ilk kez 11 Haziran 2016’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde.

Grubun farklı boyutların kapılarını açan tarifsiz güzellikteki müziği ve Jónsi Birgisson’un falsetto vokallerinin kusursuz birleşimi, Sigur Rós serüveninin 1994’ten bugüne etkisini katlayarak gelmesini sağladı. Müzik açısından 1997’nin anlam ve önemini daha da arttıran ilk albüm Von, Sigur Rós hikayesini resmen başlattı. 1998 tarihli Ágætis byrjun ise, İzlandalı grubun esas patlamasını yaptığı albüm oldu.

Birçok müzik eleştirmeni ve albüm kritikleri tarafından müzik tarihinin en önemli albümlerden biri olarak tanımlanan Ágætis byrjun’u, 2002 tarihli albüm ( ) izledi. Bu albüm, dinleyicileri açısından şöyle bir öneme sahip; ilk piyasaya çıktığında hiçbir şarkı ismi barındırmayan kayıt, Vonlenska, yani Hopelandic isimli hayali bir dille söylenmiş şarkılardan oluşuyordu. Böylelikle vokali bir enstrüman gibi kullanmayı başaran İzlandalı grup, dinleyicilerini ise şarkıları dinlerken hayal güçleriyle baş başa bırakıyordu. ( ) şarkıları, dinleyicilerin kendi bilinçaltlarına göre yorumlanmaya hayli açık olmasıyla türünün ender örneklerinden biriydi.

Sigur Rós, birçok kez karşılaştırıldığı, birlikte turneye çıktığı Radiohead’le 2003 yılında birlikte çalışma şansını yakaladı. Merce Cunningham’ın dans projesi Split Sides için iki isimle kayıtlar gerçekleştirildi.

2005 yılı ise, önceki albümlere göre daha farklı bir sound’u beraberinde getirdi. Gitar sound’unun önceki albümlere göre daha belirgin olduğu Takk… isimli Sigur Rós albümünün ardından yayınlanan 2008 tarihli Með suð í eyrum við spilum endalaust ise, grubun ilk İngilizce şarkısı All Alright’la kapanıyordu. Sigur Rós, bu albümde ünlü prodüktör Flood’la çalışma şansını yakaladı. Bu birliktelik, grubun diskografisindeki en kolay sindirilebilir, pop sound’una yakın şarkıların ortaya çıkmasını sağladı.

2012 çıkışlı Valtari ve 2013 çıkışlı sekizinci stüdyo albümü Kveikur’la, grubun dinleyicileri, Sigur Rós’un iki albüm arasına koyduğu en kısa zaman dilimine tanıklık etme şansını yakaladılar. Bu iki albüm, Sigur Rós’un giderek daha da ihtişamlı hale gelen, post-rock, klasik müzik, ambient ve dream pop’tan izler taşıyan kariyerini zirvede tutmayı başardı.

Kaynak: Zorlu PSM

Sigur Rós’la ilgili ilginç anektodlar paylaşalım.

– Grubun frontman’i Jónsi Birgisson, falsetto vokallariyle olduğu kadar, gitarı keman yayıyla çalmasıyla da ünlü.
– Peki grubun ismi nereden geliyor? Sigur Rós ismi, grubun frontman’i Jónsi Birgisson’un kız kardeşi Sigurrós Elín’in isminden geliyor. Sigur ve Rós kelimlerine ayrı ayrı baktığımızda ise, İngilizce karşılığında victory ve rose, yani zafer ve gül kelimelerini elde ediyoruz.
– Film ve dizi endüstrisi Sigur Rós’a çok şey borçlu… Vanilla Sky, 24, CSI, The Life Aquatic with Steve Zissou, Skins, Children of Men, Slumdog Millionaire ve 127 Hours başta olmak üzere sayısız film ve dizide Sigur Rós şarkıları kullanıldı.
– İzlandalı grup, televizyon tarihinin en önemli animasyonlarından The Simpsons’a konuk oldu ve dizinin tema müziğini yorumladı.
– HBO’nun ünlü dizisi Game of Thrones’ta da konuk oyuncu olarak yer alan Sigur Rós, The Rains of Castamere yorumuyla uzun süre konuşuldu.

Albümleriyle olduğu kadar, görsel ve işitsel anlamda tavan yapan, dillere destan canlı performanslarıyla da büyük ilgi gören İzlandalı grup, 11 Haziran’da unutulmaz bir deneyim yaşatmak için Zorlu Performans Sanatları Merkezi sahnesindeki yerini alıyor. Bu tarifsiz deneyimin bir parçası olma şansını sakın kaçırmayın.

Kaynak: Zorlu PSM

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir