Röportaj: Einar Stray

Önceki keşif yazımızda sizlere Einar Stray Orchestra‘yı tanıtmıştık. Keşif yazımızı buradan okuyabilirsiniz. Moddi‘nin kliplerinde gördüğümüz piyano çalan, zaman zaman onunla şarkılar söyleyen kişi aslında çok yakın arkadaşı Einar Stray! Kendi müzik projesinde de yumuşak, sakin ve naif tınılarla müziğini ihraç eden Orchestra‘nın kurucusu Einar ile sohbet ettik.

-Hei Einar! Şimdilerde Avrupa’yı karış karış geziyorsunuz. Tur nasıl gidiyor? Türkiye’ye gelmek ister miydiniz, yoksa sizi yakın zamanda İstanbul’da görecek miyiz?

-Einar: Şimdi sana cevap yazarken Romanya’dayım. Günbatımı çok güzel. Dün Transilvanya Film Festivali’nde çaldık. Tur çok güzel gidiyor ve havalar ise muhteşem! Sıcak havalar biz Vikingler için çok daha kolay. Türkiye’ye çok gelmek isteriz. Öncelikle birisi bizi davet etmeli! 🙂

Einar

 

-Birazcık geçmişe gidelim. Mesela, müzik yapmaya yatak odanda başladın. Müzik yapma kararını nasıl aldın? Yoksa gitarınla rahatlarken iyi müzik yaptığını mı fark ettin? Şarkı yazmaya nasıl ve ne zaman başladın?

-Einar: Müzik yapmaya 9 yaşımdayken başlamıştım. Salonumuzda kocaman bir piyanomuz vardı. Sandalyeye oturup doğaçlama, aklıma ne geçerse çalardım. Çocukluğum hep müzikle birlikte geçti. Kilise korosunda şarkı söylerdim ve rock gruplarında çalardım. 16 yaşıma geldiğimde ise yatak odamda şarkılar kaydetmeye başladım ve Myspace profilimde paylaştım. Etrafımı saran pozitif yanıtlar sonrası ben de ilk konserimi verdim. Birkaç arkadaşımı daha yanıma aldım ve konserler vermeye başladık. Şimdi ise 5 üyeli ve şarkıyazarlı; doğru ve demokratik bir grubuz.

-Godspeed You!Black Emperor’dan etkilendiğinizi dile getiriyorsunuz. Açıkçası GY!BE sizin tarzınıza göre daha ağır kalıyor. Peki, sizin müziğinizi nasıl etkileyebildiler? Bir örnek daha verirsek Sufjan Stevens da ilham kaynağınız, onun müziği ise daha yumuşak. Sanırım, siz hoşunuza giden müzisyenleri kendi müziğinizle harmanlaştırıyorsunuz?

-Einar: GY!BE ve diğer punk/hardcore müzikler kesinlikle benim müziğimi etkiledi. Dünyanın ne kadar berbat bir yer olduğunu ima etmek oldukça tatmin edici. Açıkçası bizim grubumuz da bu geleneğe oldukça bağlı. Endişeli bir ergen olarak GY!BE’yi keşfetmek benim için dini bir deneyimdi diyebilirim. Senin de bahsettiğin gibi biz daha ince ve pozitif bir açıdayız. Sufjan da çok önemli bir müzisyen. Onun inanılmaz yaratıcılığı ve sınır tanımazlığı çok ilham verici. Sufjan ile de aynı dini arkaplanı paylaşıyoruz. Fakat bizi etkileyen yüzlerce grup ve müzisyen var. Dünya müziği, jazz, klasik müzik ve gürültü. Biz pop müziği, başka türler ve müziklerle birleştiriyoruz.

10649747_10152746218700325_8998748574416954808_n

 

-Ayrıca çok sevgili Moddi ile birlikte çalıyorsun. Pål benim en sevdiğim müzisyenlerden biri. Aslında seni keşfedişim Pål Moddi için arkaplanda piyano çalarken oldu. Onunla birlikte çalışmak ister miydin? Birlikte albüm yapmak, birkaç şarkı söylemek gibi? Daha önce böyle bir şey konuşmuş muydunuz?

-Einar: Pål Moddi benim en yakın arkadaşım. Onunla birçok kez şarkılar söyledik ve birbirimizin gruplarında uzun yıllar çaldık. Pål Moddi’nin ikinci albümünde “Silhoutte” adlı şarkıyı birlikte söylemiştik. Onun için çalmak benim için çok önemli ve değerli.

bn295356792

 

-Yeni albüm çalışmaları nasıl gidiyor? Bir sürpriz bizi bekliyor mu? Biraz ipucu verebilir misin?

-Einar: Gerçekten hayran olduğumuz bir yapımcı ile birlikte çalışıyoruz. Şimdilik ismi sır kalacak. Gerçi albümün çıkmasına daha çok var. Her şey için erken diyebiliriz. Yeni albümü de diğer albümlerimizin çizgisinde mixleyeceğiz. Fakat daha yeni ve taze olacak. Bizi bekleyen birçok deney ve keşif var. Geçtiğimiz haftalarda folk müzikle ilgilenen bir kemancı aramıza katıldı. Bu, müziğimize yeni bir doku kazandırabilir.

-Blogumuzun mottosu “İskandinavya’dan gevrek”, biz de haliyle senin en sevdiğin İskandinav film ve müzisyeni öğrenmek isteriz! 

-Einar: Emilie Blichfeldt’ten “How Do You Like My Hair?” müthiş keyifli bir filmdi. En sevdiğim Norveçli grup ise Serena Maneesh. En yeni favorim de Siv Jakobsen.

-Şarkılarında memleketinden bahsetmek ister miydin? Halkın ürünlerine geri dönmek ve yeni bir mix yaratmak nasıl olurdu?

-Einar: En son albümümüz “Politricks” büyümek ve yetişkinliğe adım atmakla ilgili. Biz ormandan geliyoruz ve ailelerimizin güvenli evlerine gidiyoruz. Sonra tek başımıza barlarla dolu şehirlere taşınıyoruz. Ailenin sana öğrettikleri hakkında şüphe duymaya başlıyorsun. Ayrıca herkes senin düşüncelerine karışmaya başlıyor. Günün sonunda ise sen kendi deneyimlerini düşünüyorsun ve ona göre kararlar alıyorsun. Biz de bu şekilde kendimizi ve memleketimizi anlatıyoruz.

Fotoğraf: Jørgen Nordby
Fotoğraf: Jørgen Nordby

-Genelde insanlar çalışırken huzurlu bir ortamı tercih eder. Peki, ya sen? Şarkıların ve albümün üzerinde çalışırken ne yaparsın? Ciddi bir şey üzerinde çalışırken uyuyamadığın olur mu? Yeni bir şey üzerinde çalışırken nasıl hissedersin?

-Einar: Bazen sadece bir şarkıyı yazmak yıllarımı alıyor. Bazense her şey bir gecede hatta birkaç saat içinde bitebiliyor. Şarkılar yazabilmek için bir yıl ara vermiştim. Bu sürede ise sadece bir şarkı yazabilmiştim. Bu da “Chiaroscuro” idi.

-Son olarak, hayatta rol model aldığın veya hayran olduğun herhangi birisi var mı? Sadece müzik hakkında değil, genel olarak. Eğer varsa, kim ve neden?

-Einar: Birçok rol modelim var. Hepsinin ortak noktası ise dünyada ayakta kalabilmeleri ve mütevazi duruşlarının olması. Hem de her ne kadar işlerinde mükemmel olmalarına rağmen… Ve hepsi tamamen sürprizlerle dolu.

-Bizimle bu güzel sohbet için teşekkürler Einar. Tusen takk!

-Einar: Ben teşekkür ederim, çok keyifli bir sohbet oldu. Tusen takk! 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir