Röportaj: Moonbabies

7 yıl aradan sonra yeni albümlerini çıkaracak olan Moonbabies‘den Ola ile bizce hoş bir röportaj yaptık. Grubun kuruluşundan, 7 yıllık araya, yeni albüme ve kişisel hayatlarına değindiğimiz bu eğlenceli röportajı mutlaka okuyun! Ayrıca yeni albümden yayınladıkları “double single” da röportajın sonunda ücretsiz indirilebilir!

Hej! Nasılsınız, nasıl gidiyor?
Hej! Çok iyiyiz, teşekkür ederiz. Sorulara biraz geç cevap verdik, kusurumuza bakmayın.

Moonbabies çok güzel bir isim! Nasıl karar verdiniz bu isme, Carina ile aranızda bir hikayesi mi var?
Teşekkürler! Biz de iyi olduğunu düşünüyoruz :), ismi seçtik çünkü şarkılarımızın atmosferine çok uyuyordu. Müziğimiz üzerine genelde gece çalışıyoruz hatta dolunay zamanı üretkenliğin artması bir myth değil gerçek! Bu ismi seçmemizin bir başka sebebi ise isim birazcık sıkıcıydı. 90’larda “trendy” olan, kişisellikten uzak yapay isimlere karşı bir tavrımız vardı Moonbabies tam oturdu.

Carina ile nasıl tanıştınız? Evlenmeye nasıl karar verdiniz, kim evlenme teklif etti?
Bu yaz 20. yılımızı kutluyoruz. Yani tanışmamız çok eskiye dayanıyor. 1995’de ikimizde liseye giderken ikimiz de bir şekilde aynı şeylere katıldık; müzik grupları, indie, grunge, shogaze, lo-fi. Aslında Carina’ya o farkına varmasa da 1994 yılında aşık oldum, bir yıl sonra da tanışmış olduk. Evlenme teklifi de benden 🙂 Bu yaz 5. yılımızı kutluyor olacağız. 2015 yılında kutlayacak çok şeyimiz var! (Albümümüz de çıkıyor)

Moonbabies, 90’lardan beri indie-pop müzik ile uğraşıyor. Bağımsız bir grup olarak karşılaştığınız zorluklar nelerdi?
Zorluklar, aklıma direk olarak sayısız negatif deneyim geliyor. Bunlar kötü bir konser, nefret dolu bir yorum olabilir. İş partnerlerinizin size kötü davranması, zamandan zamana bir boşluk hissetmen ya da yaptığın işin hak ettiği değeri almadığını düşünmen olabilir. Kim olursan ol, bir şekilde bu zorluklardan en az biri ile karşılaşıyorsun. Daha sonra seni bir iki günlüğüne dipe çekiyor ya da hayallerine doğru başarılı bir yol için seni güçlendiriyor.

Moonbabies 1997 yılında kuruldu, o dönemde bağımsız bir grup olmanın dezavantajları nelerdi? Müzik piyasasında neler değişti?
Tüm müzik piyasası çok hızlı bir şekilde değişti. 1997-2001 arası internetin sayesinde birçok insanla, ABD’den dergiler ve plak şirketleri ile tanıştık ve onlarda ciddi anlamda yardım aldık. devamında da bir tura çıktık ve ilk albümümüz olan “June and Novas” çıktı. “Eski” plak şirketi/sanatçı ilişkileri 2005-2006 yıllarındaki müzik piyasası krizine kadar hiç değişmedi. 2000’leri bugün ile kıyaslarsak, o zamanlar çok zorlayıcı kalıyor. Bugünün ise albüm/ şarkı yayınlamanın kolaylığı, dinleyicilerle direk iletişim halinde olmanın yanında çevrede çok fazla müziğin olması, rekabet gibi kötü yanları var.

Son albümünüz “Moonbabies at the Ballroom” 2007’de yayınlandı. 7 yıl boyunca ne yaptınız? Özel hayatlarınıza mı yoğunlaşmak istediniz, müziğe bir ara mı verdiniz?
Mola vermedik, tüm 7 yılımız çalışma ile geçti. Bu aşırı tempolu 7 yılın sonunda da bir albümümüz ve bir çocuğumuz oldu :). Bu aslında çok uzun bir konu, belki bir kitap ile açıklanabilir ancak. Eğer daha detaylı okumak isterseniz bu zorlukları anlatan, bizden bahseden yeni yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

Aynı zamanda hem evli bir çift ve hem bir müzik grubu olmak nasıl?
Bazen gerçekten çok çok zor olabiliyor, özellikle her şeyin iyi gitmediği zamanlarda. Ama bir şekilde hep uyanıp tekrar yatana kadar Moonbabies ile ilgili şeyler üzerine konuşmak, tartışmak, çalışmak düzenimiz oldu. Belki bugünlerde o kadar değil 🙂 ama benim fikrime göre, bir çift olmak uzun vadede seni daha güçlü yapıyor. Bu devam eden derin bir his ve müziğin senaryosunu hazırlarken gerçekten ilginç olabiliyor.

Yeni albümünüz hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Sürprizler var mi albümde?
Evet, yeni albümümüz bu baharda çıkacak! Albümde farklı türden şarkılar var, çoğu elektronik tabii. Bazı şarkılar gerçekten çok büyük, o kadar güzeller ki hayal gibiler. Bizim müziğimizi dinlemek başka bir dünyaya adım atmak gibi bence, ve bu albümle bu dünyalardan fazla şeyler de keşfedecek insanlar. Her şarki sanki yeni bir kapıyı aralamak gibi. Bu kapının ardında insanları farklı renk ve havada duygusal bir macera bekliyor. Albümün yarısı 2008-2009’da Berlin‘de; 3-4 şarkısı 2010-2013 arasında Malmö‘de; ve son olarak 2-3 şarkısı da henüz yazıldı. Her şeyi her zaman olduğu gibi kendimiz bizzat kaydettik ve mixledik. Albüm diğerlerinden ÇOK farklı, ama tabi ki yine diğer albümlerde insanların hissettiği melodi bunda da mevcut.

Türkiye’de genelde bağımsız müzisyenler, gruplar yeni bir müzik projesi yaparken isimlerini de değiştiriyorlar. Sizin de son albümünüzde tarzınız biraz daha farklı, bu albümü başka bir isimle yayınlamayı düşündünüz mü?
Evet, ama bu albüm için değil. Birkaç yıl önce elektronik tabanlı, Moonbabies’den çok farklı müzikler yapmaya başladık, onları da farklı bir isimle yayınlamayı düşünmüştük. Ama kim bilir, belki ileride yaparız.

Bir röportajınızda Carina ile vintage filmleri çok sevdiğinizi söylemişsiniz. Peki yaptığınız müzikler üzerinde filmlerin etkisi var mı, hangileri?
Evet, özellikle yeni albümümüzü yaparken etkilendiğimiz birçok film var. Hatta yaptığımız müziği, dinlediğimiz müziklerden daha çok etkileyen filmler var. Mesela ilk aklıma gelenlerden: Walkabout, Fail-Safe, Seance on a Wet Afternoon, The Day of the Locust, Woman under Influence, The Hour of Wolf, Wild Strawberries, Vertigo.

İkiniz de prodüktörlük ile uğraşıyorsunuz. Moonbabies dışında başka uğraştığınız işler var mı?
Carina’nın kendisinin yürüttüğü, henüz yayınlamadığı bir solo projesi var. Ben de 7 yıldan sonra tekrar prodüktörlüğe dönerek İsveç’li Emerald Park grubu için çalışmaya başlıyorum. Eğer hiç dinlemediyseniz, birlikte çalıştığımız “For Tomorrow” albümünü kaçırmayın.

Sanırım daha önce hiç Türkiye’ye gelmediniz ama Simit’in ne olduğunu biliyor musunuz? Türkiye’de çalmak ister miydiniz?
Maalesef, daha önce Türkiye’ye gelmedik ama gelirsek mutlaka tanışalım! Simit = Google – Türkiye’ye özel bir ekmek? Eğer öyle bir şans karşımıza çıkarsa Türkiye’de çalmaktan mutluluk duyarız. Şuan hem kişisel olarak hem de müzik adına hiçbir şeyimiz kesin değil, ama zaten en heyecanlı kısmı da bu değil mi? 🙂 2015 çok güzel bir yıl olacak gibi gözüküyor. Nordik Simit yapmakta olduğun güzel işlere devam et, tebrikler, Ola.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir