2016’dan beri yayımladığı teklilerle dikkatleri üzerine çeken Jesper Jenset, Norveç’in en yeni pop ikonlarından biri. Nisan 2018’de yayımladığı ilk EP’si ‘Waves Vol. 1’ ile kendisini kanıtlayan Jenset, Norveç’in en yeni uluslararası yıldızı olacağını kanıtladı bile. 18 Ocak’ta yayımladığı en yeni teklisi ‘Red Eyes’ı dinleyiciyle buluşturan Jenset, oldukça heyecan verici işlere imza atıyor. Jesper’in Oslo rehberini okurken parçalarını dinlemeyi unutmayın! 🙂
yemek için
Hint mutfağına bayılıyorum, en sevdiğim restoran Jewel of India.
içki için
Harika içecekler için Torggata Botaniske‘ye mutlaka gitmelisiniz!
kahve için
Aslında kendi kahvemi yapmayı daha çok seviyorum. Dışarıdayken de Waldemar Thranes gate 70 numaradaki Tranen‘de kahve içmekten oldukça keyif alıyorum.
dans etmek için
Hiçbir yer anlamına gelen Ingensteds dans pistinde terlemek için çok iyi bir yer!
müzik için
Oslo’da canlı müzik sahnesi gerçekten çok geniş, hangi konser mekanını söylesem şimdi bilemedim. Kendi yaşadığım mahallenin favorisi Parkteatret‘i önermem yerinde olur sanırım.
şehirden kaçmak için
Şehirden kaçmak istediğimde memleketim Molde‘ye ailem ve çocukluk arkadaşlarımı görmek için gidiyorum.
albüm alışverişi için
Ben genelde streaming yapıyorum, ama plak kolektörlerine Big Dipper‘ı öneririm.
kıyafet alışverişi için
Kıyafet alışverişi yapmak için gerçekten çok tembelim. Ne zaman alışveriş yapıyorsam Futur‘e mutlaka uğrarım. Eğer ki vintage parçalar bulmak istiyorsam da Fretex ve Velouria Vintage‘a giderim.
ilk buluşma için
Farklı bir şeyler yapın! Mesela Vulkan Klatresenter‘daki kapalı alanda tırmanma etkinliklerine katılabilirsiniz.
ilham için
Arkadaşlarımla şehri bisikletle turlamak ve sahile gitmek, muhtemelen Huk‘a giderdik.
yürüyüş için
Grefsenkollen, inanılmaz bir manzara var!
uyku için
En sevdiğim otel The Thief şehirdeki en iyi yataklara, kahvaltıya ve spaya sahip!
en iyi manzara için
Yine Grefsenkollen. Oslo’yu, fiyortları ve çevre adaları buradan görmek mümkün. Burası bana Molde’deki peyzajı anımsatıyor.
en sevdiğin yerel mekan
Colonel Mustard. Komik bir bilgi ama daha “colonel” kelimesini yeni telaffuz etmeyi öğrendim. Meğer “kernel”miş. Kim tahmin ederdi ki?