Röportaj: Thomas Dybdahl

Norveç’in en önde gelen müzisyenlerinden Thomas Dybdahl yedinci solo albümü ‘The Great Plains’ ile müzik dünyasına geri döndü. Dybdahl ile sohbetimizi okurken albüm hakkında yazdığımız inceleme yazısını da okumayı unutmayın.

-Müziğin gerçekten çok duygusal ve hassas. Bu tarz müzik yapmanı sağlayan ilham kaynakların nelerdi? Şarkıların sayesinde bahsettiğin hikâyeleri gerçekten deneyimledin mi, yoksa bu hikâyeler bir tür kurgu ürünü mü?

-Thomas: Ne zaman müzik yapsam, bir şeyler üzerinde çalışsam yaptığım her şey bu şekilde ortaya çıkıyor. Varsayılan ayarım için mavi diyebiliriz. Başka ayarlar da deniyorum elbette, ama en doğru hangisi geliyorsa onu kullanıyorum. Elbette birçok hikâyem kurgu ama yine de onlara gerçeklik payı veriyorum. En sonunda kendimi o hikâyeleri yaşamış biri olarak hayal ediyorum.

-Şarkıların birçok insanın hayatının soundtracki olabilir. İnsanlar bu şarkıları dinlemekten hoşlanıyorlar ve dahası bu şarkıları kendi hayatlarıyla eşleştiriyorlar. Senin soundtrackini keşke ben yapsaydım dediğin bir film var mı? 

-Thomas: Film müzikleri üzerinde çalışmak gerçekten hoşuma gidiyor. Soundtrackini yapmak istediğim birçok film var, ama ben geleneksel bir film bestecisi olmazdım. Bu nedenle çalışmam gereken doğru projeyi bulmam biraz zor olabilir. Bir tema müziği ve bir adet can alıcı şarkıyla işi halletmek isterdim. Tıpkı ‘Midnight Cowboy’ ve ‘Tiffany’de Kahvaltı’ filmlerinde yaptıkları gibi. Bir tema müziği de elbette tüm filmi sırtlayabiliyor.

-İsmin çoğu zaman Jeff Buckley ve Nick Drake ile anılıyor. Böylesine iddialı çağrışımlar hakkında ne düşünüyorsun? Jeff Buckley benim en sevdiğim müzisyenlerden biri.

-Thomas: Buckley ve Drake benim her zaman en sevdiğim müzisyenlerden olmuştur. İkisi de kolay etkilendiğimiz yaşlarda dinlenilen müzisyenlerden. Onlar da kendi hayatlarını oluştururken şarkılarını yazıyorlardı, belki de bu yüzden bu denli büyük bir genç kitle tarafından seviliyorlar.

-Peki, Morcheeba ile çalışmak nasıl bir deneyimdi?

-Thomas: Çok eğlenceliydi, internetten müziğimi dinleyip ondan sonra benimle iletişime geçtiler. Ben de birkaç şarkıları için vokallik yaptım ve en sonunda birlikte birkaç şarkı yazdık. Stüdyoda da epey eğlendiğimizi söylemem lazım.

-Her zaman müzik yapmak istiyor muydun?

-Thomas: Dokuz yaşımdan beri müzik yapmak istiyordum.

-Bir ‘Nordik Playlist’ adı altında en sevdiğin nordik şarkıları paylaştın. Ben daha slow ve duygusal şarkılar beklerken tam tersi sen daha eğlenceli şarkılar eklemişsin. Farklı müzik türleri arasında gezinmeyi düşünüyor musun? 

-Thomas: Farklı türler arasında geziniyorum, Norveçli elektronik sanatçı Coucheron ile çalışıyorum. Ayrıca Kriminell Kunst adlı Norveçli hip hop grubu ile çalıştım, gerçekten çok eğlenceliydi. Farklı türler hayatın baharatı gibidir, hehe.

-Thomas Dybdahl’ın önerilerileri:

En çok ziyaret ettiği websitesi: Facebook

En çok okuduğu kitap: Çavdar Tarlasında Çocuklar

En sevdiği İskandinav filmi: Eventyrland

Takip etmemiz gereken yeni müzisyen önerileri: Fay Wildhagen, Emilie Nicolas, Atlanter.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir