Yönetmen Aki Kaurismäki

Bir gün boş bir birahanenin önünden geçerken, soluk benizli düşünceli bir adamın sigara içtiğini gördüğünüzde ya da otobüste öylece giderken canınız bir Aki Kaurismäki filmi izlemek isteyebilir ve izledikten sonra hayatınızdaki bir boşluğun dolduğunu hissedebilirsiniz.

Finlandiya sinemasının bilindik ismi Aki, kardeşiyle başlayıp daha sonra tek başına devam ettirdiği yönetmenlik hayatı boyunca İskandinavya’nın bilhassa Helsinki’nin soğuk ve karlı havasını bizlere taşımış, orada yaşama isteği uyandıran birçok görüntüyle bizleri buluşturmuştur.  Filmlerinde sigara ve bira ikilisini birbirinden ayırmayan, diyalogların azlığı dolayısıyla mimiklerin etkili kullanımını sağlayan, duyguları açıkça göstermeden hissettirmeye odaklı olan bir yönetmendir Aki. Oyuncu seçimlerinde de titiz davranır ve birçok filminde Markku Peltola, Kati Ouitinen, Matti Pellonpää ve André Wilms ile birlikte çalışmıştır.

Minimalist tavrıyla ortaya çıkan yönetmen, Finlandiya Üçlemesi’yle isminden bolca söz ettirmiş; Mies Vailla Menneisyyttä filmiyle Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödülü kazanmıştır. Bu filmin üçlemenin diğer iki filmi Laitakaupungin Valot ve Kauas Pilvet Karkaavat ile ortak noktaları ise büyük ölçüde Helsinki’dir. Ayrıca orta sınıftan oluşturduğu karakterlerinin dibi görüşünden sonra yükselişlerini de etkili bir şekilde ele alır bu filmlerde.

Mies vailla menneisyyttä (2002)
Mies vailla menneisyyttä (2002)

Ayrıca Kaurismäki için önemli olan ruha dokunmaktır. Sette birasını içerek yaptığı bir röportajda sevdiği filmler sorulduğunda Tokyo Story ve Only Angels Have Wings filmlerini söylemiş ve bu filmlerin olmasının nedenini de  “Because they are touching to me. Me and my small and poor soul.” cümleleriyle açıklamış.

Filmlerinde sade ve durağan görseller barındıran bu yönetmen durumları bazen sistemsel ve politik meselelerin getirdiği şanssızlıkla, bazen iyi ve kötü karşıtlığında –ki iyi ve kötü de burada sakin ve donuktur-, bazen ironi yoluyla ve bazen de en etkili olduğunu düşündüğüm mizah yoluyla yapar.  İsveçli yönetmen Roy Andersson ve Norveçli yönetmen Bent Hamer’ın da yaptığı gibi ve benzerlik gösterdiği;  sakinlik, soğukkanlılık içinde baş gösteren mizah duygusu her zaman seyirciyi etkilemiştir.

Leningranda Cowboys Go America (1989)
Leningranda Cowboys Go America (1989)

Erdemli oluşuyla da isminden söz ettiren, nadir görebileceğimiz dik ve emin bir duruşu olan Aki, davetli olduğu New York film festivaline gitmemiş ve nedeni de İranlı yönetmen Abbas Kiyarüstemi’ye İranlı olduğu için vize verilmemesidir. Orada yerinin olmadığını söyleyip, “üstelik bizde petrol de yok!” sözüyle mizahını konuşturmuş ve gönüllerimize taht kurmuştur.

Müzik konusunda bilge bir adam olduğunu, The Renegades’in gelmiş geçmiş en büyük hayranı olduğunu da söyleyebiliriz, zira her filminde The Renegades’i dinleterek duygularımıza duygu katmıştır bu adam! Diyeceğim odur ki, filmlerini izlemekten sıkılmayacak ve bir insan olarak da Aki’yi çok seveceksinizdir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir